Fransa Milli TakımıZIDANE'I ARAYACAKLAR MI?Elemelerde İskoçya'ya her iki maçta da yenilerek İtalya'nın ardında kalan Fransa, Zidane sonrası yeniden yapılanmanın sancılarını çekiyor. Finallerdeki yerini Ribery, Nasri gibi yeni, Henry gibi eski yıldızları belirleyecek.
Fransa Milli Takımı Avrupa Şampiyonaları'nın Almanya ile birlikte en başarılı ülkelerinden biri.
Eğer EURO 2008'i kazanırlarsa şampiyonluk sayıları Almanya ile eşitlenecek. Fransa'nın bu turnuvada iki önemli sorunu var. Birincisi İtalya, Romanya ve Hollanda'yla turnuvanın en zor grubuna düşmüş olmaları. İkincisi, takımın beyni ve karizmatik lideri Zidane'nin futbolu bırakması.
Üstelik yıllardır takımın kalesini koruyan Barthez de kalede olmayacak bu kez. Milli takımda uzun zamandır Barthez'in yedeği olan Lyon'un kalecisi Gregory Coupet, 35 yaşında birinci eldiven olma şansını yakalayabildi. Uluslararası bir turnuvada göstereceği performans merakla bekleniyor.
Platini sonrası Fransa'nın en önemli yıldızı olan Zidane, Fransa'ya kazanma, ayakta kalma ve turnuvalarda tutunma gücü veren bir faktör, aynı zamanda takımı yönlendiren beyindi. 2008 kadrosunda bu role soyunabilecek komple bir futbolcunun eksikliği hissedilebilir. Buna karşın modern futbolun gereklerini yerine getiren Frank Ribery gibi yeni bir yetenekleri var. Takımı öne doğru oynamaya zorlayan, yırtıcı, vazgeçmeyen, sürekli saldırı halinde olan istekli bir oyuncu olarak Ribery, Zidane'ın yerini doldurmaya çalışacak. Zidane'nın boşluğunu doldurmaya çalışacak bir diğer isim de Samir Nasri. Marsilya'nın en önemli yıldızı durumundaki Nasri'yi, büyük ihtimalle hep ilk 11'de göreceğiz.
Doğrusu Ribery'nin etkinliğini artıracak orta saha kurgusu yapma şansı da var teknik patron Domenech'in: Patrick Vieira ve Claude Makelele ayakta kalmasını bilen, mücadeleyi bırakmayan görünümdeler.
Defans dörtlüsü ise gerçekten çarpıcı: Willy Sagnol, Lilian Thuram, William Gallas ve Eric Abidal. Ancak Sevilla'nın başarılı defans oyuncusu Julien Escude de iyi bir alternatif.
Gole yakın oyuncu seçiminde Thierry Henry avantajlı görünüyor. Ancak tıpkı Hollanda gibi Fransa'nın da forvette kaliteli oyuncu fazlalığı var: Takımda yer bulursa kupanın yıldızı olmaya aday Karim Benzema'nın yanısıra Nicolas Anelka, Sidney Govou ve Hatem Ben Arfa. Bu forvetler arasında bu sezon devre arası transfer döneminde 21 milyon Euro karşılığında Chelsea ile 4,5 yıllık sözleşme imzalayan Anelka 11 maçta 4 gol atarak Domenech'in kafasını karıştırdı. Anelka, Henry ile ikili oynayabileceği gibi, onun alternatifi de olabilecek bir futbolcu. Louis Saha uzun bir sakatlık dönemi geçirdiği için EURO 2008'de şans bulamayacak gibi görünüyor. Ama Fransa'nın Lyon takımında fırtınalar estiren Sidney Govou gibi bir forveti daha var. Govou, elemelerde beş maçta görev aldı ve üç gol kaydetti. Teknik direktör Domenech Juventus'ta 210 maçta 126 gol atan David Trezeguet hakkında ise kararını geç de olsa verdi ve ünlü golcüyü takıma almadı.
KUPA GEÇMİŞİFransa, ilki 1960'ta olmak üzere Avrupa Şampiyonası'na yedinci kez katılıyor. Dereceleri şöyle;
1960- Dördüncü
1984- Şampiyon
1996- Yarı finalist
2000- Şampiyon
Hollanda Milli Takımı'TOTAL FUTBOL' GERİ DÖNER Mİ?Topa hükmeden, kısa paslarla rakibi yoran, kanat organizasyonlarıyla kapalı defansları açan ve son 20 yıldır büyük golcüler yaratan ama bir türlü mutlu sona ulaşamayan Hollanda, artık turnuva takımı olmak istiyor.
Hollanda futbolu denilince akla hemen "Sarı Fare" Cruyff geliyor ister istemez. Onun futbol tarihindeki yeri tartışılmaz hiç kuşkusuz. O, Hollanda futbolunun zenginliğini ve uzun tarihini temsil ediyor. Ama Hollanda futbolu Cruyff ve onun başarılarıyla kalmadı.
1988 yılında bir başka "simge" yarattı: Total futbol. O yıl Avrupa şampiyonu olan Hollanda Milli Takımı toplu hücum, toplu defans, ayağa kısa paslar, topa daha çok sahip olma oranı ve sürekli değişen hücum varyasyonlarıyla futbola yeni bir yön verdi. Ruud Gullit, Marco van Basten, Frank Rijkaard, Ronald Koeman gibi üst düzey futbol altyapısına sahip yaratıcı bir takımdı 1988'deki milli takım. O yıl gelen şampiyonluk, Hollanda'nın sonraki yirmi yıl boyunca nasıl futbol oynayacağının habercisiydi.
Ancak Hollanda bir türlü iyi bir turnuva takımı yaratamad. Bugün Hollanda EURO 2008 macerasını efsane takımın büyük golcüsü Van Basten'in yönetiminde sürdürüyor. Elemelerde Romanya, Bulgaristan, Belarus, Slovenya gibi başaltı takımların bulunduğu G Grubu'ndan ancak Romanya'nın ardından ikinci olarak çıkabilen takım çok eleştiri aldı. Aldıkları sonuçlar tatmin edici olmasa da kötü futbol ortaya koymuyorlar; yine maç boyunca topun hakimi onlar, orta sahada çok pas yapıyor ve top rakipteyken alan daraltıyorlar. Bir tür bal yapmayan arı durumu...
Van Basten, çoğu zaman 1988 takımının hocası Rinus Michels'in 4-4-2 dizilişini takip ediyor. Ancak son dönemlerde 4-2-3-1 dizilişiyle sahaya çıktığı da oldu. Van Nistelrooy, Dirk Kuyt ya da Ryan Babel'in tek santrafor olarak çıktığı düşünüldüğünde Robben ve Robin van Persie gibi son yılların en hızlı iki kanat oyuncusuna daha çok yaslanılacağı anlaşılıyor. Defansın göbeğini Joris Mathijsen ve Wilfred Bouma'ya teslim eden Van Basten, orta sahada Wesley Sneijder, Van der Vaart ile pas trafi ğini kontrol etmeye ve pres yapmaya çalışacak. Forvet hattı ise takımın en güçlü yanı gibi görünüyor. Van Basten'in elinde Babel, Koevermans, Kuyt, Nistelrooy, Van Persie, Jan Vennegoor of Hesselink ve Klaas Jan Huntelaar gibi Avrupa liglerinin önemli forvet oyuncuları bulunuyor. Bu zenginlikten takım çıkartmak da ayrı bir sorun tabii.
KUPA GEÇMİŞİİlki 1976'da olmak üzere sekizinci kez Avrupa Şampiyonası'na katılan Hollanda'nın dereceleri şöyle
1976- Üçüncü
1988- Şampiyon
1992- Yarı finalist
2000- Yarı finalist
2004- Yarı finalist
İtalya Milli TakımıDEĞİŞİM RÜZGARLARIAlmanya ile birlikte her turnuvanın demirbaş favorisi İtalya'dır. Ulusal liglerinde üst düzey futbol oynanan; dünya futbolunu domine eden Milan, Inter, Juventus, Roma, Lazio gibi kulüplerin beslediği İtalyan Milli Takımı, elemelerde sadece Fransa'ya deplasmanda yenildi, evinde ise Litvanya ve Fransa ile berabere kalarak birinciliği elde etti.
İtalyan futbolu bugüne kadar "katı defans, kalabalık orta saha, az gol" formülüyle kolayca açıklanabilirdi. Ancak efsane futbolculardan Roberto Donadoni'nin teknik patronluğunda böyle bir kalıptan bahsetmek artık çok zor. Eleme maçlarında sadece Fransa ile 0-0 berabere kaldıkları maçta gol atamadılar. Her şeyden önce Donadoni takımını 4-3-3 gibi bir dizilişle sahaya sürüyor genellikle. Bu İtalyan Milli Takımı'nın alışılmış dizilişi değil.
Donadoni finallerde 4-3-3 oynamaya devam ederse, kalede Buff on'un yeri garanti. Önünde Cannavaro ve Materazzi oynuyor genellikle. Sağ bekte Christian Panucci ile Massimo Oddo; sol bekte ise Gianluca Zambrotta ile Fabio Grosso arasında tercih yapacak Donadoni. Orta sahanın ve takımın beyni ise tartışmasız Pirlo. Pirlo'nun yükünü Milan'da da taşıyan takımın ciğeri Gattuso'nun yeri de sağlam görünüyor. Orta sahanın üçüncü ismi Daniele De Rossi veya Simone Perrotta olacak, kanatlar için üç aday var: Camoranesi, Montolivo veya Aquilani. Santrafor mevkii için Luca Toni ve Filippo Inzaghi yarışıyorlar.
Luca Toni ilk seçenek gibi görünüyordu. Inzaghi özellikle ligin bitimine doğru attığı gollerle, ceza sahası içinde tek vuruşların ve fırsatçılığın vazgeçilmez kramponu olduğunu bir kez daha gösterdi. Donadoni'nin tercihleri ilk 11'e son şeklini verecek.
İtalya yaptığı iki hazırlık maçı için de Avrupa'nın güçlü takımlarını seçti. Portekiz'i evlerinde 3-1 yendiler; İspanya'ya ise deplasmanda 1-0 ile boyun eğdiler. Portekiz'e deyim yerindeyse top göstermeyen İtalya, İspanya karşısında inanılmaz goller kaçırdığı maçta, David Villa'nın 78. dakikada 18 dışından attığı muhteşem gole karşılık verememişti. Bu maç İtalya'nın fi nal maçlarında Fransa ve Hollanda ile yapacağı maçlarda karşılaşabileceği zorlukları göstermesi açısından önemliydi. Sağlam takım defansı yapan takımlara karşı erken gol bulamadığında eskiden olduğu gibi defansa yaslanıp beraberliğe ya da tek gollü galibiyete oynamıyor artık İtalya. Ama maçı rakip sahaya yıkamadığı maçlarda zorlandığı da ortada.
İtalya'nın "az gol at, az gol ye" döneminin sonu mu geliyor? Donadoni yönetiminde eleme maçlarında sadece bir maçta gol atamayan İtalya, artık daha ofansif bir görüntü sergiliyor.
KUPA GEÇMİŞİİtalya, ilki 1968'de olmak üzere Avrupa Şampiyonası'na yedinci kez katılıyor. İtalyanların dereceleri şöyle;
1968- Şampiyon
1980- Dördüncü
1988- Yarı finalist
2000- Finalist
Romanya Milli TakımıHÜCUM FUTBOLUNUN BAŞARISIRomanya, EURO 2008'e 1990'ların efsane kadrosunun izini sürmeyi bırakıp, yeni bir futbol anlayışıyla geliyor. Hem de eleme grubunda Hollanda'yı geride bırakarak.
Romanya artık ofansif futbolun tüm gereklerini yerine getiren, gençleşmiş, kendine güvenen bir futbol takımı. Bu özelliklerini elemelerde gösterdi zaten. Oyun planı sadece Bulgaristan önünde sekteye uğradı� Elemelerin ilk maçında Romanya atak futboluyla Bulgarlar'ı oyundan düşürmüştü ilk yarıda.
Ancak teknik direktör Piturca daha sonra unutmayacağı bir ders aldı. Maçın bitimine 10 dakika kala Romanya yorulmuş, Bulgaristan oynamaya başlamıştı: 82. ve 84. dakikalarda yedikleri gollerle sahadan bir puanla ayrıldılar. Piturca, sonraki maçlarda takımına enerjisini hesaplı kullandırttı; defansın göbeğini çakılı tutmaya çalışıyor, Dorin Goian ile Gabriel Tamaş'tan birini oynatıyor, zaman zaman kaptan Cristian Chivu'yu da kullanıyordu. HÃÆ'¢lÃÆ'¢ da öyle, bunun yanısıra dörtlü defansa devam ediyor.
Ayrıca orta ikiliden aldığı performans her maçta daha da yükseldi. Piturca, pas trafi ğini Chivu ve orta sahanın ortasında oynayan Nicolita üzerinden yaptırıyor. Sağ ve solda ise genellikle Cosmin Contra ve Razvan Rat oynuyor. Süratli hücuma çıkabilen Laurentiu Roşu ile forvet arkası hücuma yönelik oynayan ve etkili serbest vuruşlarıyla tanınan Nicolae Dica'nın başarı grafi ği tatminkÃÆ'¢r.
Eleme maçlarında sadece deplasmanda berabere kaldıkları Hollanda maçında gol atamadılar; rakip fi lelere 27 top bıraktılar.
Bunların 11'i gole yakın oynayan Mutu â�" Marica ikilisine ait. Forveti her fırsatta üçleyen Dica ise dört gol attı.
Eleme grubunu Hollanda'nın önünde bitirdikleri ve gol yüzdeleri göz önüne alınırsa; belki de asıl diğer üç takımın kara kara düşünmesi gerekiyor.
KUPA GEÇMİŞİAvrupa Şampiyonası'na ilk kez 1984'te olmak üzere dördüncü kez katılan Romanya, en iyi dereceyi 2000 yılında çeyrek final oynayarak elde etti.