Takımlar A Grubu

Çek Cumh. Milli Takımı



AVRUPA'NIN YENİ EKOLÜ
Çek Cumhuriyeti yıldız yaratan futbol altyapısıyla dişli bir takım. EURO 2008 elemelerinde Almanya'yı deplasmanda 3-0'la geçerken, 12 yıl önceki şampiyonanın Nedved'li, Poborsky'li, Smicer'li efsane takımını hatırlattılar.

Eleme grubundan, uluslararası herfutbol turnuvasının peşin favorilerinden olan Almanya'nın önünde çıkan Çek Cumhuriyeti, 1993 yılında Slovakya ile ayrıldıktan sonra Çekoslovakya'nın futboldaki başarısını devam ettiren parçası oldu; hatta Çek Cumhuriyeti kurulduktan sonra bu topraklardaki futbol performansının daha da arttığı söylemek mümkün. Çünkü Çek Cumhuriyeti 1993'ten sonra katıldığı üç Avrupa Şampiyonası'nda da eleme gruplarından çıkma başarısını gösterdi. İngiltere'de, EURO 96'da, Almanya ile oynadıkları yarı final maçında, o yıl uygulanmaya başlanan 'altın gol' ile turnuvaya veda etmişler ama, Pavel Nedved, Karel Poborsky, Viclav Nemecek, Patrik Berger, Vladimir Smicer gibi futbolcuları dünyaya tanıtmışlardı.

Çek Cumhuriyeti'nin en önemli kozu 2002 yılından beri milli takımı çalıştıran Karel Brückner. Daha önce 21 yaş altı milli takımları çalıştıran tecrübeli teknik direktör, EURO 96'da yarattığı dünyaca ünlü yıldızlara Milan Baros, Jan Koller, David Jarolim, Tomas Rosicky, Petr Cech gibi yenilerini katmayı becerdi. EURO 2004'teki üstün performans düzeyini transfer olduğuA vrupa kulüplerinde sürdüremese de her an patlamaya hazır bir yıldız olan Milan Baros'tan çok şey bekliyor Çek Cumhuriyeti. Ayrıca Osasuna'da top koşturan Plasil, Milan'ın defansa yönelik orta saha oyuncusu Jankulovski, Juventus'un agresif savunma oyuncusu Marek Jankulovski ve Arsenal'de top koşturan takım kaptanı Tomas Rosicky kendi takımlarında iyi bir sezon geçirdi.

Takımın bu turnuvadaki en önemli handikabı kadrosunun bir dizi sakatlığı kaldıracak kadar geniş olmaması. Bu sorunu 2006 Dünya Kupası Finalleri'nde de yaşamışlar, üst üste gelen sakatlıklar gruptan çıkmalarını engellemişti. Çek futbolunun bir diğer sorunu ise, Doğu Bloku futbol anlayışından hızla uzaklaşıp modern futbol sektörüne girmelerine karşın, ulusal liginin temel iki aktörünün, Sparta Prag ve Slavia Prag'ın sponsorlu anlaşmalarında sorunlar yaşaması ve tabii Çek Ligi'nin küçük çaplı bir lig olmaktan bir türlü kurtulamaması...

Ancak tüm problemlere rağmen, 1993 sonrası milli takımın ikinci nesil futbolcuları, uluslararası liglerde kendilerine sağlam yerler edindi. Sonuçta, Çek Cumhuriyeti Milli Takımı futbol formasyonları sağlam oyunculardan kurulu bir takım.



KUPA GEÇMİŞİAvrupa Şampiyonası'na ilk kez 1996'da olmak üzere dördüncü kez katılan Çek Cumhuriyeti'nin dereceleri şöyle;

1996- Finalist
2004- Yarı finalist

---

İsviçre Milli Takımı



BERABERLİKLERİN TAKIMI
Katıldıkları her iki Avrupa Şampiyonası'nda da gruptan çıkma başarısını gösteremeyen, 2006Dünya Kupası'nda hiç gol yemediği halde gruptan çıkamayan ilk takım olan İsviçre, tam bir beraberlik takımı. EURO 2008'deki en büyük avantajı ev sahibi oluşu.

Ev sahibi kontenjanıyla EURO 2008'e katılan İsviçre Milli Takımı, kolay kolay gol yemeyen ama gol yollarında da fazla alternatif üretemeyen bir takım. Özellikle kaptan Alexander Frei'nin uzun süren sakatlığının etkisiyle 2007-2008 sezonunda gol yollarında problem yaşadılar. Borussia Dortmund'da forma giyen Frei, mart ayında Almanya ile yapılan hazırlık maçında takıma geri döndü. Öte yandan İsviçre'nin handikapı gibi görünen bu sakatlık, takıma yeni bir yıldız adayı kazandırdı: Türkiye asıllı Eren Derdiyok.

İsviçre'nin en önemli özelliği Alman futbol ekolüne yakın, disiplinli, oyun planından kolay kolay şaşmayan, kontrollü futbolu uygulayabilmesi. Zaten İsviçre Milli Takımı'nın iskeletini Frei gibi Almanya liglerinde top koşturan futbolcular oluşturuyor: Wolfsburg forması giyen kaleci Diego Benaglio, Bayer Leverkusen orta sahasının başarılı ismi Tranquillo Barnetta, Stuttgart'ın sezon içinde sözleşmesini iki yıl uzattığı Ludovic Magnin, Eintracht Frankfurt'un kaptanlığını yapan Christoph Spycher, Hertha Berlin'in defans kurgusunda özellikle deplasman maçlarında yer bulan Steve von Bergen.

Takımda Gökhan İnler ve Eren Derdiyok'tan daha eski bir kariyere sahip olan Murat Yakın'ın kardeşi Hakan Yakın, teknik direktör Kuhn takımda önemli bir değişiklik yapmazsa orta sahanın beyni görevini üstlenecek.

İsviçre elemelere katılmadığı için turnuvaya milli takımlar düzeyinde hazırlık maçları yaparak hazırlandı. Arjantin'le alınan 1-1'lik beraberlik, Hollanda ve Şili'ye karşı alınan galibiyetler dikkatlerin onların üzerinde toplanmasına neden oldu. Ancak ardından 2007 sonunda Nijerya'ya kendi sahalarında 1-0 yenildiler. İngiltere'yle Şubat 2008'de oynanan hazırlık maçında ise deplasmanda 2-1 yenilmelerine rağmen, iyi oyun ve Eren Derdiyok'un attığı gol tekrar ümitlendirdi İsviçre'yi.

Teknik direktör Jakob Kuhn, takımı genellikle 4-2-3-1 düzeniyle sahaya sürüyor. Kurt hocanın son turnuvası olmasının takımda olumlu bir hava estirdiği söyleniyor. Avrupa Şampiyonası tarihi boyunca elemelerde ve finallerde bugüne kadar 80 maça çıkan İsviçre 29 galibiyet, 22 beraberlikve 29 yenilgi aldı. Attığı 119 gole karşılık 108 gol atabildi. Bu performansıyla İsviçre Milli Takımı'nın tam bir beraberlik takımı olduğu söylenebilir. Zaten 2006 Dünya Kupası'nda hiç gol yemeden turnuvanın dışında kalan ilk takım olma unvanını kazandılar. Bugüne kadar finallerde gruptan hiç çıkamayan İsviçre bu yıl evsahibi olma avantajını da kullanarak bir ilke imza atmayı amaçlıyor.



KUPA GEÇMİŞİ
İsviçre ilk kez 1996'da olmak üzere Avrupa Şampiyonası'na üçüncü kez katılıyor.

---

Portekiz Milli Takımı



POTANSİYEL FAVORİ
Kağıt üzerinde güçlü bir kadroya, bulunabilecek en deneyimli hocaya sahip Portekiz. Bakalım, Scolari ve dünyaca ünlü yıldızlar, takımı 2004'te kıl payı kaçırdıkları mutlu sona ulaştırabilecek mi?

Portekiz EURO 2008 elemelerinden fi nallere, A Grubu'nda Polonya'nın ardından ikinci olarak çıkabildi. Sırbistan, Belçika gibi başaltı takımlarının bulunduğu gruptan çıkamamaları zaten sürpriz olurdu; hatta grup lideri olmaları bekleniyordu. Ancak Portekiz yıldız futbolcu üretmedeki becerisini ve İngiltere, İspanya gibi kulüp düzeyindeki başarıları milli takıma yeterince yansıtamayan ülkelerden biri olduğunu bir kez daha kanıtladı. Biraz da bu yüzden Dünya Kupası olsun, Avrupa Şampiyonası olsun, uluslararası finallerin güvenilmez takımı olarak bakılıyor onlara. Kağıt üzerinde, genellikle favoriler arasında ya da en azından patlama yapacak takım olarak gösterilirler ama bu tip turnuvalarda istediklerini bulamadıkları da bir gerçek. Son dört Dünya Kupası'nda finallerde gruplarından çıkamadıklarını unutmamak gerek.

Takımın iskeletini oluşturan futbolcular art arda yazıldığında bu durum daha iyi anlaşılıyor belki de... Defansta Real Madrid'den Pepe, Valencia'dan Luis Miguel, Chelsea'den Ricardo Carvalho, Porto'dan Bruno Alves, Everton'dan Nuno Valente; orta sahada Porto'dan Ricardo Quaresma, Barcelona'dan Deco, Manchester United'tan Luis Carlos Nani, Benfica'dan Armando Petit; forvette Manchester United'dan Cristiano Ronaldo, Werder Bremen'den Hugo Almeida, Benfi ca'dan Nuno Gomes. Muhteşem bir kadro olduğu tartışılmaz. Tek sorun kalede gibi görünüyor, çünkü takımın birinci kalecisi Ricardo, Real Betis'te çok iyi bir sezon geçirmedi; genellikle yedek kulübesinde oturdu.

Portekiz'in EURO 2008 için en önemli şansı belki de teknik direktörü Luiz Felipe Scolari olacak. Portekiz Milli Takımı'nın 23 kişilik aday kadrosunu belirlemeden önceki açıklamalarında önemli liglerde oynayan oyuncularından övgüyle sözeden Scolari, Deco ve Ricardo gibi oyuncularının sorunlarının kaliteleriyle değil takımlarındaki teknik direktörleriyle ilgili olduğunu söylemişti. Barcelona'da Deco'nun sadece 12 maçta görev alması Scolari'nin çok umurunda gibi görünmüyor. Ronaldo'nun Manchester United'da her geçen gün artan performansı onu yeterince mutlu ediyor olsa gerek. Scolari kendinden emin ve ne yaptığını bilen bir duruşla, Brezilya Milli Takımı'nın başındaki başarılarının üzerine kurduğu güçlü kariyerini, Portekiz'in başında da sürdürmeye kararlı. EURO 2004'teki kadrosuna Joao Moutinho gibi yükselen bir yıldızı katma şansına da sahip olduğu için ayrıca şanslı. Sporting Lizbon takımının yaratıcı orta saha oyuncusu Moutinho 1986 doğumlu ve şimdiden Christiano Ronaldo ile karşılaştırılıyor. Önümüzdeki sezon Ada'da Ronaldo ile birlikte Portekiz'i temsil etmesi kimse için sürpriz olmayacak. Portekiz Milli Takımı güçlü kadrosuyla EURO 2004'te kendi evinde kazandığı ikinciliğin sadece ev sahibi olma avantajına bağlı olmadığını kanıtlama çabası içinde olacak.



KUPA GEÇMİŞİ
İlk kez 1984'te olmak üzere beşinci kez Avrupa Şampiyonası'na katılan Portekiz'in elde ettiği dereceler şöyle;

1984- Yarı finalist
2000- Yarı finalist
2004- Finalist

---

Türkiye Milli Takımı



SÜRPRİZLERİN TAKIMI
2002 Dünya Kupası'nda üçüncü olan Türk Milli Takımı, EURO 2008'de bir sürpriz daha yapmaya hazırlanıyor. Portekiz ve Çek Cumhuriyeti gibi güçlü takımlarla eşleştiği A Grubu heyecanlı maçlara sahne olacak.

Türkiye Milli Takımı EURO 2008 elemelerinde inişli çıkışlı bir performans gösterdi. Aslında bu tablo, Türk futbolunun son yıllardaki grafiğinin de aynası. Türkiye, 2008 Avrupa Şampiyonası elemelerinde Yunanistan, Norveç, Bosna Hersek, Macaristan, Moldova ve Malta ile
eşleştiğinde ilk yorumlar Türkiye'nin dişine göre bir gruba düştüğü yönündeydi. Zaten ilk üç karşılaşma da bu yargıyı doğrular nitelikte galibiyetlerle bitti. Hele 24 Mart 2007 gecesi EURO 2004'ün şampiyonu Yunanistan'ı deplasmanda 4-1 gibi net bir sonuçla yenince Türkiye'nin gruptan lider olarak çıkacağı düşünüldü. Ancak dört gün sonra oynanan Norveç maçında alınan beraberlikle başlayan düşüş Bosna Hersek karşısında da devam etti. Türkiye ilk mağlubiyetini almıştı.

Kötü gidişe son verilmesi beklenen Malta deplasmanı, Türk Milli Takımı için tehlike çanlarının yüksek perdeden çaldığı bir karşılaşma oldu. Tarihinde Malta karşısında hiç zorlanmayan Türkiye, Malta'nın elinden 2-2 beraberlikle zor kurtulmuştu. Bir sonraki karşılaşmada umutlar iyice tükenmeye başladı. Türkiye Moldova deplasmanında 1-1 berabere kaldı. Ancak milliler uluslararası futbol arenasında beklenmedik çıkışların takımı olduklarını 17 Ekim'de Norveç'te gösterdiler. Deplasmanda alınan 2-1'lik Norveç galibiyeti, gruptan ikinci olarak çıkmalarını sağladı.

Bu iniş çıkışın en önemli nedeni, takımın ilk 11'inin elemeler boyunca sabit tutulamaması oldu. Yıldıray Baştürk, Nihat Kahveci gibi Avrupa'da top koşturan iki önemli silahı uzun süre sakattı ve artık futbolunun sonbaharını yaşayan Hakan Şükür'ün yerine sabit bir golcü ikame edilemedi. Bu pozisyonda oynayacak Ümit Karan, Halil Altıntop, Semih Şentürk gibi alternatifl er bir türlü işlerlik kazanamadı.

Bugün ise oyuncularının artan performanslarıyla öne çıkıyor milliler: Arda Turan'ın savunmayı öğrenmesi, Ayhan Akman'ın uzun süren sakatlıktan sanki futbol oynamaya hiç ara vermemiş gibi dönüşü, Galatasaray'da sakat sakat oynarken bile çok iyi bir form grafi ği yakalayan Servet Çetin'in iyileşmesi, genç Emre Güngör'ün Galatasaray'da Song'u yedekte bırakacak kadar iyi bir oyun sergilemesi...

İşin doğrusu, milli takımdan gelen tek kötü haber Gökhan Gönül'ün sakatlığı, o kadar.



KUPA GEÇMİŞİ
Türkiye, Avrupa Şampiyonası'na ilki 1996'da olmak üzere üçüncü kez katılıyor.

Türk Milli Takımı, kupadaki en iyi derecesini 2000 yılında, çeyrek finale yükselerek elde etti.