Sabah'ta savaş çığlıkları! Emre Aköz, Hıncal Uluç'a öyle ithamlarda bulundu ki kıyamet koparacak cinsten!
Sabah'ta kıyamet kopmak üzere! Sabah gazetesi yazarı Emre Aköz, Sabah'a ağır eleştiriler yönelten ve Hürriyet'in spor eklerinde "söyleşi" kisvesiyle yorum yazan Hıncal Uluç'u, hainlikle suçladı.
İşte Aköz'ün "Uluç'un kellesini istediği" kalem kavgası; -(...) Tam 30 (otuz) hafta boyunca, Sabah'ın bir numaralı rakibi Hürriyet gazetesinin salı günleri verdiği Spor ilavesinde,
"söyleşi" kisvesi altında hiç sektirmeden yorum yaptı.
Yani maaşını buradan aldı ama gitti Hürriyet'in daha çok satması için destek verdi.
Bu davranışı tazminatsız olarak kapının önüne konulmasını gerektiriyordu.
Peki, şimdi kalkmış ne diyor biliyor musunuz: "
Doğan Grubu, Sabah'ı bitirmek, yok etmek istiyor. "
Evet, aynen böyle diyor.
Ne kadar doğru bir laf değil mi?
Madem Aydın Doğan'ın gerçek niyetini biliyorsun, ne diye ona katkıda bulunuyorsun? Hem de bunu çalıştığın gazetenin bir numaralı rakibiyle yapıyorsun.
Demek ki sen, 30 hafta boyunca çalıştığın yeri batırmak, yok etmek istedin. Bunun için uğraştın.
Başkası yapsa,
"Atın bunu" der.
"Hain" ilan eder. (Ben buna boşuna " AD Borazanı " demedim.)
Başka şeyler de var.
Mesela "yarım sayfa" yazı döşeniyor:
Neymiş; gazetecilik bitmiş. Nasıl bitmiş, efendim?
Sizinkinin iddiasına göre, spor medyası G.Saray'ın teknik direktörü Skibbe'nin eşinin Türk olduğunu, ancak ağustos sonlarında öğrenmiş.
Bizim Spor Müdürü Serdar Ali Çelikler, ertesi gün kupürüyle cevabı yapıştırıyor suratına: "Taa 15 Haziran günü yazdık bunu. Kocaman haber yaptık."
Suçlamışsın, yerden yere vurmuşsun, küçümsemişsin. Düpedüz uydurduğun, kendi gazeteni dahi okumadığın, kanıtıyla ortaya çıkınca insan biraz utanır değil mi?
"
Pardon, o haberi atlamışım" filan der. Hiç olmazsa bu konuda iki satır yazar. Ama yok. Bunun yüzü kızarmıyor. Hiçbir şey olmamış gibi devam ediyor.
Genel ahlakı, meslek etiği bu düzeydeki bir insana neler yapılabilir?
Benim ölçütlerime göre haddi bildirilir, olmadı güle güle. Başkasının ölçütü farklıdır elbette:
Kimi baş tacı eder, kimi tepesine çıkarır.
Ölçüt filan diyorum ama çok da emin değilim; belki de bu bir zevk meselesidir.